Önce Ankara Kitap Fuarı Notları başlıklı yazı yeniden çok okunanlar listesine girdi. 31. İstanbul Uluslararası Kitap Fuarı tüm hızıyla devam ederken insanların aklına Ankara düştü diye düşündüm ama aramalarda "aralık" ibaresinin de kullanılmamsından şüphelenmedim değil. Sonra birden bire "Haftaya Ankara'da kitap fuarı var" haberleri yayıldı. Ankara'nın bu seneki ikinci kitap fuarı 1 Aralık günü açıldı; 9 Aralık'a kadar da ATO Congresium'da. Şimdi notlar:
- Aslında gitmemem için her neden vardı. İşlerim vardı, fuar aniden sanki TÜYAP fuarı ne kadar karlı geçti biz de Ankara'da yapalım demişler gibi ortaya çıktı. Fuar hakkında bilgi alabileceğiniz düzgün bir internet sitesi yoktu. 3V Fuarcılık'ın sayfasından edindinilen bilgiler çeşitliliği az, sıradan bir intiba bırakıyordu. Yine de gittim...
- Kapıda beni 5tl'lik haraç karşıladı. (Öğrencilere ve öğretmenlere bedava.) Bir de İstanbul'daki fuardan daha iyi oldukları tek konunun bilet işindeki sıkılıkları olması ironikti. Burada bir biletle birkaç kere fuara girmenize izin verilmeyecek şekilde kullanılan biletler derhal imha ediliyordu. Yalnız insanların sembolik sayılmayacak miktarda parasını alıyoruz karşılığında hayatlarını kolaylaştıralım bir yerleşim planı, bir fuar programı basıp verelim dememişlerdi. Keşke tuvaleti kullansaydım, sırf kırmızı halıflekste yürümek beni tatmin etmedi.
- Bu arada biri stant görevlilerinden giriş ücreti alınmasın diye imza topluyordu onlar da veriyordu. Bu çabayı alkışlıyorum bir yandan da katılımcılara evvelen bunu neden düşünmediniz diye soruyorum.
- Biri silah ruhsatını kaybetmiş, anons yapıldı. Ruhsat fuarda ne arıyordu bilmiyorum ama umuyorum silahını da getirmemiştir alana.
- Fuar alanı geniş ve aydınlıktı. Özellikle geniş camlarından gün ışığı girmesi çok ferah bir ortam yaratıyordu. Zaten uzun zamandır önünden geçtikçe neden Congresium'da yapmıyorlar kitap fuarını diye düşünüyordum. Mevki olarak da fena sayılmaz etrafındaki yollar yaya trafiğine nefes aldırmıyor, yaya geçidinin ve ışıkların olmaması sıkıntı. Yine de mekan, sahaflarla birlikte fuarın az sayıdaki olumlu yanından biriydi.
- Fuar alanına girip sağdan biraz ilerleyince Kırımızı Kedi Yayınlarının standını gördüm ve hemen yanaştım. İzmirli olduğunu söylediklerinden çıkardığım bir genç hanımla görevli hararetle (genç kızda hararet seviyesi çok daha yüksekti) fuara ilgisizliği eleştiriyorlardı. Vay efendim İstanbul'da İzmir'de adım atılmıyormuş, göğüs göğüse fuar geziliyormuş (ne güzel!), Ankara insanı kitaba çok ilgisizmiş, fuarın boş hali çok üzücüymüş... Görevli bir ara kısmen Dost Kitabevi yüzünden dedi. Hiiiç anlam veremediğim bu yorumu düşündüm. Bilmeyenler için: Dost Kitabevi birkaç şubesi bulunan en büyüğü Kızılay Karanfil Sokaktaki iki katlı, büyük, çalışanları ilgili ve bilgili, kitap portföyü son derece geniş ve kaliteli olan ve hiç indirim/kampanya yaptığını görmediğim kitapçıdır. İyi bir kitapçı ancak kitaba ilgiyi artırır bence, eğer insanlar "Nasılsa Dost var" diyerek fuara gitmiyorlarsa fuar dönüp bir kendine bakmalı, bir kitapçıyla baş edemiyorum diye tuvalete kaçıp ağlamalı. Görevlinin ikinci yorumu da "tabi burası memur şehri öğrenci şehri..." gibi bir şeydi. Memur ve öğrenci kitap okumaz diye bir ampirik bilgi varsa da benim haberim yok. Görevliyi de anlıyorum, karşısında coşkuyla Ankara eleştiren, ona konuşma şansı bile tanımayan müşteriyi memnun etmek için akıntıya kendini bırakmış olabilir.
Efil standı |
- İlerleyen günlerde fuarın kalabalıklaşacağını düşünüyorum. Her fuarda ilk hafta sonu daha tenha olur (ve ben o yüzden ilk hafta sonu giderim) son hafta sonu ise en kalabalık gün olur. Yine de katılım oranını beğenmeyenlere seslenmeden edemeyeceğim: Bu çok müthiş bir fuar mı ki insanlar sel olup buraya aksın? Doğru düzgün bir internet sitesi olmayan, duyurulmayan, son günlerdeki bir iki flaş imza günü dışında bir etkinliği olmayan, ne bir kitapçık ne ulaşım hizmeti sunmamasına rağmen 5 tl haraç kesen bir fuara insanlar neden gelsin? Hele de senede bir değil iki defa fuar gören ve hepsinde de hüsrana uğrayan bir kitle...
- Neyse stantları gezmeye devam ettim ama beklediğimi bulamadım. Mart ayındaki fuara göre bir parça daha fazla yayıncı katılımı olsa da yine olmayanlar olanlardan daha dikkat çekiciydi. Fuarda olanlar: Doğan Kitap, Kırmızı Kedi, April, Bilgi, Boğaziçi Üniversitesi, Cumhuriyet Kitap, Leman, Uykusuz, NTV, İnklap, Liberte, YKY, Altın (henüz standını açmamıştı o yüzden yazsam mı emin değilim)... Peki ya olmayanlar (koltuğunuza sıkı tutunun): Turkuvaz, Derin, Siren, e Yayınları, Ayrıntı, Metis, İmge, Remzi, Can, Epsilon, Everest, İthaki, Pegasus, Sel.... Elbette bazı yayıncıların (Sel, Metis, Pegasus gibi) kitaplarını dağıtımcı stantlarında bulmak mümkündü ama bazı yayıncılardan hiç eser yoktu (Siren, Can, Turkuvaz gibi).
- Ankaralı yayıncılar bile eksikti. Elma ve Efil'i gördüm ama Siyasal, Phoenix, ODTÜ yoktu. Hele ODTÜ'nin birkaç km uzakta olması ama fuarda bulunmaması... Zaten Fuar alanın yarısı eğitim yayınlarıyla yani, saklamaya gerek, yok test kitaplarıyla doluydu. Bol bol dernek, vakıf, birlik standı da ziyaret edilebilirdi ki ben bu kısmı transit geçtim. 20'ye yakın sahafın olduğu küçük kısım tüm fuarın en güzel yeriydi. En çok zamanı orada geçirdim, aradığım kitapları (Ben Gidiyorum, Scorta Güneşi) bulamadım ama güzel kitaplar gördüm. Kırkambar Sahaf'ın adı aklımda kalmış demek ki özellikle beğenmişim.
- Dikkat ettiyseniz şu ana kadar fiyatlardan bahsetmedim çünkü yine yeniden %20 indirim ağırlıklı olmak üzere %20-30 bandına sıkışmıştık. Bu bahsi geçelim.
- Hiç kitap almadım.
- Sonuç olarak katılımcı portföyü beni hiiiiç tatmin etmedi. "Ben niye geldim acaba, hakikaten Dost'u gezmek daha eğlenceli" diye geçirdim içimden. Benim için sonraki hedef 2013 Londra Kitap Fuarı, artık Ankara'nın çakma fuarlarına paydos.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder