Evet yazmadım, bayramla ilgili özel bir yazı yazmadım, yazasım gelmedi ne yalan söyleyeyim!
Ne yazacaktım ki, çocukluğumun bayramlarının coşkusunu mu, gittikçe bu coşkunun hayatımdan çıkmasını mı, cep telefonuma gelen kopyala-yapıştır olduğu belli, samimiyetsiz bayram mesajlarını mı, bayramda gezdiklerini, yediklerini, içtiklerini sosyal medyadan -hayatları çok mutluymuşcasına- paylaşıp, resimlere baktıkça kendilerini de kandıran modern insanların sanal zavallılıklarını mı, toplum olarak hiçbir ilerleme kaydedemediğimizin kanıtı olan sokaklardan hayvan kesme manzaralarını mı, hamburger yerken bir şey demeyip de konu kurban kesmek olunca hayvan hakları sözcüsü geçinen, kendileriyle çelişkili insancıkları mı, sahi neyi yazacaktım ki!
Yazmadım, bayramla ilgili bir şey yazmadım, bu yazı bayram yazısı sayılmaz hem..
Bayramlarını kutlamam gerektiğini düşündüğüm aile büyüklerine telefon etmek için bile kendimi çok zorladım itiraf edeyim. Ben böyle zoraki şeyler yapmayı zaten hiç sevmiyorum. Mesela ayıp olur diye bir düğüne katılmak zorunda olmak, orada zoraki eğleniyormuş gibi bulunmak, uzun süre aramadığım insanlara bayram diye telefon etmek zorunda kalmak, “bayramınız kutlu olsun” dedikten sonra ortaya çıkan, “konuşacak bir şey bulamamanın” getirdiği, insana çok uzunmuş gibi gelen o boşluk, o kısa boşlukta aslında ne kadar çok mesafenin varlığını hissetmek...
Yazmadım bayram yazısı, evet belki de gülmek, eğlenmek için geldiniz bugün buraya, ama dedim ya işte, yazmadım bayram yazısı, dağılabilirsiniz istiyorsanız...
Bayram yazısı da neymiş ki zaten!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder