Bu sabah uyandım, telefonuma baktım, 6:33'ü gösteriyordu; erken olmasına sevinerek mutfağa gidip bir bardak su içtim. Döndüm salona, şarjdaki tabletimi fişten çıkardım; 7:33'ü gösteriyordu. Sonra televizyonu açtım, CNNTURK ekranı 7:32'yi gösteriyordu, ama uydu alıcısı 6:33'de kalmıştı. Ardından geldim bilgisayarımı açtım, saat henüz 6:35'di!
Resim yazısı ekle |
Tam da dün izlediğim, zamanda yolculuk temalı “predestination” filminin yarattığı paradoksun etkisindeyken, bu da neydi böyle şimdi? Aynı mekandaki farklı zamanlara yaptığım yolculuk kimin sayesinde gerçekleşmişti peki?
Sorunun yanıtı belliydi...
Her şeyin en iyisini, en güzelini, en doğrusunu benim yerime düşünen devletim; bütün dünya, saatlerini geri alırken, bu işi 2 hafta erteleme kararı almıştı.
Ne için?
Bizim yararımız için...
Neden?
1 kasımda yani bu günden taa 7 gün sonra seçimler var ya, içimizden bazıları yeni saate bir hafta boyunca adapte olamaz, maazallah oy kullanamaz diye! Hayır tabii ki bizi aptal yerine koymadılar; önlem bu, sadece önlem....
Bizim yeni durumlara adaptasyonda üzerimize yoktur, geçmişi unutma konusunda “master” yapmış bir milletizdir gerçi ama, devlet büyüklerimiz elbette ince ince hesaplayıp almıştır bu kararı... Bize düşen, duruma tepki göstermeden “doğrudur, olabilir, devlet her zaman haklıdır” diyerek, alınan karara uyum sağlamak.
Hem içimizden bazıları, sabah gün doğmadan, yani gece karanlığında 15 gün daha işe gidiversin canım n'olcak yani... Dış ticaret yapanlar saat uyumsuzluğu yaşayacakmış, kimin umurunda! Yeter ki seçimler olsun bitsin de! Hem zaten dünyayla uyumlu olmak zorunda mıyız canım! Aslında saatlerin geri-ileri alınmasını kökten kaldırmak da lazım! Ne o öyle yaz-boz tahtası gibi, bir ileri, bir geri... Biz dünyaya uyacağımıza dünya bize uysun...
Geçen sene vardı böyle söylentiler, unuttuk mu yoksa!
Birinci dünya savaşından bu yana saatlerle oynuyorlar. Adamlar rutine bağlamış; Nisan ayının ilk pazar günü saatler hoop bir saat ileri, ekim ayının son pazar günü hoop bir saat geri... Oysa bize göre kurallar yıkılmak için vardır. Bürokrasiyi, rutinleri sevmeyiz. Canımız nasıl isterse'ciyiz biz... Ekim kasım olmaz aralık olur, nisan olmaz temmuz olur ne fark eder ki...
................
Ne fark eder ki diye diye bu günlere geldik ya, hadi hayırlısı bakalım... Benden bu günlük bu kadar; hem zaten işiniz çok sizin! Evdeki bütün saatleri ayarlamanız lazım...
Allah zihinlerimize zeval vermesin, sevgiyle efenim, mutlu pazarlar....
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder