Sivil kuruluşlar, zaman zaman ulusların çeşitli konulardaki karnelerini yayınlarlar bilirsiniz, mutlaka bir tanesine gözünüz çarpmıştır. Peki hiç hatırlıyor musunuz iyi bir şey?
Mesela basın özgürlüğü sıralamasında 180 ülke arasında 154. sıradaymışız. Son 10 yılda tam 56 sıra birden gerilemişiz.**
Yine başka bir araştırmada dünyanın en iyi ülkeleri sıralaması yapılmış. 100 ülke arasında Finlandiya birinci iken biz 52. sırada yer almışız.. ***
Hadi bunları geçtim, başka bir araştırmaya göre ülkemiz kitap okuma alışkanlığında sınıfta öyle bir kalmış ki! Mesela yurdumuzda kitap, genel ihtiyaçlar içinde 235. sırada yer alıyormuş.. Kitap okumaya yılda sadece 6 saat ayırıyormuşuz! ****
İstatistiklerden içimiz kararıyor değil mi?
İstatistiklerden içimiz kararıyor değil mi?
Peki o halde, haydi son yıllarda dünyaya verdiğimiz fotoğrafları bir düşünelim..
- Uludere'de bombardıman, 34 kişi öldü!
- Soma maden faciası, 301 kişi yaşamını daha geçen hafta yitirdi!
- Geçen sene yaz boyu biber gazlı İstanbul görüntüleri sergiledik tüm dünyaya, hâlâ da devam ediyor biber gazı festivallerimiz(!)
- Yolsuzluk ve rüşvet skandalları..
- Hapse atılan gazeteciler, ordu mensupları..
- İsşizlik rakamları..
- Orman yangınları..
- Trafik kazaları..
- Çocuk tacizleri..
- Aile içi şiddet, kadına şiddet..
........................
Daha da saymak istemiyorum, sinirlerim bozuluyor çünkü.. Güzel haberlerle anmak istiyorum oysa ülkemi; dünyaya güzel fotoğraflar verelim istiyorum. İnsanın nasıl bireysel başarı ile kendini motive etmeye ihtiyacı varsa, ükelerin de vatandaşlarının başarıları ile gurur duymaya ihtiyacı var.. Aksi takdirde başımız eğik olur, Yalan Dünya'daki pavyon şarkıcısı Tülay gibi “ezik miyim ben ya, ezik miyim ben?” diye söylenip dövünmekten başka bir şey gelmez elimizden..
Başarı deyince akıllara futbol geliyor!
Başarı deyince akıllara futbol geliyor!
“Uluslararasında göğsümüzü kabartan hangi olayı hatırlıyorsunuz?” diye sorsak mesela nasıl cevaplar alırız bir düşünün. Kimileri Galatasaray'ın aldığı UEFA kupasını söyler, 2002'de Türk Milli Futbol Takımının aldığı üçüncülüğü de söyleyen olacaktır. Böyle bir futbol yarışında yer alınca zaten yer yerinden oynadığı için futbolla hiç alakası olmayanlar bile bunları -maalesef- bilir. Her yerde canlı yayınlar olur, herkes bunu konuşur! Hadi belki küçük bir azınlık Eurovision şarkı yarışmasında Sertap Erener'in birinciliğini hatırlayacaktır diyerek futbolun dışına çıkalım...
Oysa Orhan Pamuk Nobel almıştır, Nuri Bilge Ceylan kaç kere Cannes Film festivalinde ödül almıştır, bu başarılar; çoğunluğun pek de aklına gelmez.
Cannes ödül törenini canlı yayınlamayan medya!
Avrupa'daki en önemli 3 film festivalinden biri olan, 1946 yılından bu yana düzenlenen Cannes Film Festivali'nin büyük ödülü Altın Palmiye'ye aday filmimiz var ve töreni hiçbir Türk televizyonu canlı yayınlamıyor!
En kıytırık futbol maçlarını bile anı anına takip eden medya, böylesi dev bir ödül törenini yok sayıyor.. Çünkü aynı anlarda başbakan, Almanya'da -açıklamadığı- cumhurbaşkanlığı adaylığı için örtülü propaganda konuşması yapmaktadır. Bütün haber kanalları oradan canlı yayın yaparlar, konuşma bitince de hararetli hararetli stüdyoda başbakanın ne dediğini yorumlarlar.. Oysa en prestijli sinema ödüllerinden birini yönetmenimiz Nuri Bilge Ceylan tam da o anda kazanmıştır, Tarantino'nın kıskanan bakışlarını yakalayan başka ülkelerin medyası iş başındadır.. Haber kanallarının en bilineni CNN'de Şirin Payzın, politika programında lütfedip bir parantez açar ve artık ayıp olmasın diye midir nedir iki saniye tebrik eder yönetmeni.. Oysa yayını kesip tam da o anda Cannes'e bağlanabilirlerdi 3-5 dakika!
Bu da, medyamızın değişik bir penguen olma sendromudur. Ertesi gün ayılıp da bu konu hakkında 24 saat yayın yapsalar bile artık hükmü yoktur. O heyecanı canlı veremedikten sonra CNN, NTV, Habertürk .. vs kendilerine haber kanalı demeye bence utanmalıdırlar..
Bu da, medyamızın değişik bir penguen olma sendromudur. Ertesi gün ayılıp da bu konu hakkında 24 saat yayın yapsalar bile artık hükmü yoktur. O heyecanı canlı veremedikten sonra CNN, NTV, Habertürk .. vs kendilerine haber kanalı demeye bence utanmalıdırlar..
Bu konuyla ilgili çok güzel bir tweet vardı dün:
“Nuri Bilge Ceylan, Cannes Ligi Altın Palmiye Kupası'nı kazanmış. (Böyle yayalım da belki spor haberlerinde gösterirler)“
diyordu orantısız zeka uygulayan arkadaşlardan biri.. Ne acıklı bir durumdayız görüyorsunuz, ödül kazanmışız, yayınlayan yok!!
Medyanın bu yaklaşımı bile ülkemizin sanata ne kadar önem(!) verdiğinin bir göstergesidir. Ben, bu durumdan kendi adıma büyük bir utanç duyuyorum.
Farkındaysanız konumuz aslında Kış Uykusu filminin Altın Palmiye almasıydı, ama bir türlü konuya gelemedik bile.. Çünkü hayatımız o kadar film olmuş ki! Azınlık pembe dizi senaryosu yaşarken, büyük çoğunluğun ömrü traji-komedi filmlerinin ortasında geçiyor ne yazık ki..
“Elitist” diye aşağılanır oldu bu ülkede okur-yazar-düşünür kesim..
Daha fazla sürdürürsem bu yazıyı, içinden çıkamayacağım biliyorum..
Ben naçizane diyorum ki “Teşekkür ederim sayın Nuri Bilge Ceylan. Sizin gibi sanatçılarımızla, bütün engellemelere rağmen gurur duyuyorum kendi adıma, iyi ki varsınız, sizlerle nefes alıyor ruhumuz..”
------------------------
İstatistik bilgi kaynakları:
** http://www.gazeteciler.com/gundem/turkiye-basin-ozgurlugunde-kacinci-sirada-74116h.html
***http://www.haberortak.com/Haber/Aktuel/17082010/Turkiye-dunyanin-en-iyi-ulkeleri-listesinde-kacinci-sirada.php
****http://www.hurriyet.com.tr/gundem/19860680.asp
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder