17 Aralık 2015 Perşembe

Hayalciler buraya toplansın!

Can Dündar, Silivri'den yazdığı mektuplardan birinde :

İyi ki hayal kurmayı öğretmişsin kendine...
Havalandırma lambasından ay ışığı, florasan ıslığından yavuklu soluğu yapmayı biliyorsun.”

diyordu. Bu cümleyi okuyunca gülümsedim. Hayalciler ülkesinin vatandaşıyım ya, yakın hissettim kendime...

(görsel, etsy.com sitesinden alıntıdır)

Aradan birkaç gün geçti, çok sevdiğim bir arkadaşım mr'a girecekti ve kapalı yerde kalma korkusu olduğu için haliyle endişeleniyordu. 45 dakika kalacaktı kutuda, “gözlerini kapa ve hayal kur” dedim O'na gayrı ihtiyarı bir şekilde. Hiç düşünmedim böyle derken de; laf olsun, teselli olsun diye de söylemedim. Çok doğallıkla en doğru öneriymiş gibi çıktı ağzımdan! Çünkü ne zaman zor bir an yaşasam ben öyle yaparım... Aslında her gece uykuya dalmadan önce, bazen gündüz vakti bir kuytuya, ya da lavaboya kaçıp... Daydreamer'ım evet...

(görsel, etsy.com sitesinden alıntıdır)
Arkadaşım mr'a girdi başarılı bir şekilde, çok şükür ki sonuçları da güzel çıktı. Hiç kıpırdamaması gerekiyormuş mr'a giren kişinin. Klostrofobisine rağmen 45 dakika boyunca hiç kıpırdamamış benim cesur arkadaşım da! Çünkü hayalleriyle meşgulken korkuyu unutmuş! Bahçeli diyarlarda muhteşem güzellikler içindeymiş o süre zarfında; yeşilin kokusunu içine çekerken, çiçekler topluyormuş en sevdiklerine... Sonrasında görüştüğümüzde bana “Sen olmasaydın başaramazdım!” deyince şaşırdım. Ne yapmıştım ki, keşke elimden bir şey gelebilseydi. “Hayal kur!” demiştim ya, meğer onu kastediyormuş. O sığınmıyormuş benim gibi hayallere, daha bir gerçek yaşıyormuş hayatı! Çok şaşırdım tabii ki, hayalsiz yaşanır mıydı ki? Hayallerim olmadan geçirdiğim bir gün var mıydı ki benim? Yoktu... Katlanamazdım ki bazı zorluklara!

Görsel, saskiakeultjes.tumblr.com sitesinden alıntıdır.

Can Dündar kimbilir nasıl öğretti kendine hayal kurmayı bilemem ama, bana bunu hayat öğretti! Çok güzel ve duygulu bir hikayem var hatta hayallerle ilgili, belki ileride paylaşırım. Yani nasıl desem; ben taa küçücük bir çocukken, yapamadıklarımı hayallerimde başarırdım. Beni sevmesini istediğim insanlar, hayallerimde etrafımda pervane olurlardı. Ve biliyor musunuz, yıllar boyunca bıkmadan usanmadan, aynı veya benzer hayalleri kura kura çoğunu gerçek ettim sonunda! Evet, karşınızda hemen hemen bütün hayalleri gerçek olmuş ve hayal kurmaktan vazgeçmeyen biri var.

Hayat beni tökezletmiyor mu, evet tökezletiyor; mesela bilenleriniz biliyor; perşembe günü işten ayrıldım. Ama hayallerim asla bitmiyor. Üzülmedim mi, evet üzüldüm, ama geçti gitti. Artık iş hayatına dair bambaşka, çok daha güzel hayallerim var.

Görsel, laurenconrad.com sitesinden alıntıdır.
Hayal kurmak mutluluktur!

Bugünün hayal kırıklarının yarınki hayalleri gölgelemesine izin vermeyin.“ diye anonim bir söz var belki siz de duydunuz. Evet, hayallerimden asla vazgeçmiyorum ben de! Her ne kadar beni üzmeye kalksalar da, başaramıyorlar böyle olduğum için! Evet, o ayrıldığım işyerine ait hayallerim vardı, yarım kaldılar. Hiç önemli değil; şimdi yeni hayal ettiğim iş için çok daha taze hayallerim var. (bu olay gündemde diye örnekliyorum, çok üzüldüğüm için değil!) Ne bileyim çok daha huzurlu olduğum, zaman anlamında çok daha esnek davranabildiğim, çok daha fazla para kazandığım ve kesinlikle bana pozitif enerji veren, sevgi dolu insanların çalıştığı yeni bir iş hayal ediyorum. Ve biliyor musunuz, yarın bir tane de iş görüşmem var :)

Görsel, lohrien.tumblr.com sitesinden alıntıdır.


Hayal kurmak özgürlüktür de aslında!
Hayalimde bir bahçeli ev var mesela, gerçi henüz netleşmedi detayları ya, bazen bahçesine elma ağaçları dikiyorum, bazen onları söküp yerine gülhatmiler ekiyorum. Kim ne karışabilir ki benim hayalime! Ya da bir roman yazmışım, imza günleri yapıyorum mesela. Böyle bir hayalim daha var. Romanın adı henüz yok ama olsun, imza günlerim var!

Böyle düşününce, beynimin sınırsız hayal kurma kapasitesi için şükrediyorum. Ne kadar güzel ve etkileyici bir güç bu! Düşünsenize, istediğimiz dünyayı, üstediğimiz boyutta kurgulayabiliyoruz ve o dünyayı istediğimiz renklere boyayabiliyoruz. Orada senarist de kendimiziz, yönetmen de! İstediğimiz insanlara istediğimiz rolleri biçebiliyoruz...


(görsel, etsy.com sitesinden alıntıdır)


Ne demiş Proust:

Biraz hayal kurmak tehlikeliyse, bunun çözümü daha az hayal kurmak değil, daha fazla ve her zaman hayal kurmaktır.“

Ben bir hayalciyim, dedim ya yarınki iş görüşmem için şimdiden hayaller kurmaya başladım. Olursa şahane olur, olmazsa yeni hayallerim olur...

Daha çook uzun yıllar güzel hayallerim olsun istiyorum, “Pişmanlıklar hayallerin yerini almadığı sürece bir insan yaşlı değildir.”demiş ya John Barrymore, ben hep genç kalacağım bu gidişle...


İşte böyleee...

Gözünüzü kapatın, bir hayal kurun, hatta yazın buraya da, hep birlikte güzel hayallerimize güzel enerjiler gönderelim, hayallerimiz gerçek olsun, sevgiyle...

(görsel, etsy.com sitesinden alıntıdır)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder