19 Temmuz 2015 Pazar

Gizli Anların Yolcusu / Bora'nın Kitabı / Dönüş - Ayşe Kulin ve ben...

Handan'ı okuyup beğendiğimde, sevgili dostum KeyiftenYazar,  “Bu aslında bir dörtleme" demişti ve geçtiğimiz 8 mart'ta bana sürpriz yaparak serinin diğer kitaplarını göndermişti; nasıl da mutlu olmuştum kargo paketini görünce...

Geçen hafta tatile giderken Gizli Anların Yolcusu'nu yanıma aldım. 3 günde okuyup bitirince pişman oldum diğer kitapları da valize atmadığıma; kalan günlerde kitapsız ne yapacaktım? Hem Bora'ya ne olmuştu, İlhami ne yapacaktı, Derya, Eda ve Handan hayatlarını nasıl sürdüreceklerdi? Mecburen ikinci kitaba geçmek için tatilin bitişini beklemek zorunda kaldım. Aslında iyi de oldu, yoksa kitaba takılmaktan suya giremeyecektim. Zaten altı üstü tatilim bir haftaydı! Demem o ki, bence Ayşe Kulin kitapları tatil için mükemmel seçimler! Alın dörtlemeyi tatile giderken, okuyun sırayla:
 Gizli Anların Yolcusu, Bora'nın Kitabı, Dönüş ve Handan...
 Ben yanlışlıkla son kitabı en önce okumuştum ama fark etmedi; zira kitaplar birbirinden bağımsız da okunabiliyor.

Ayşe Kulin, bence müthiş sinematografik bir dille yazıyor kitaplarını. Yani okurken aynı zamanda izliyorsunuz olayları. Bence okuduğum kitaplarının hepsi kendi içinde dizi senaryosu da olur, sinema filmi de, ki bazıları çekildi zaten. İyi bir hikaye anlatıcısı Kulin, keyifle ve merakla okunuyor yazdıkları. Çok kolay, çok kıvrak, çok akıcı, merak uyandıran bir dili var. Dedim ya tatil için şahane seçimler; kafa dağıtmak için, iyi bir hikayenin izlerini sürmek, sıkılmadan, seri okumalar yapmak için...

Açıkçası son dönemlerde keşfetiğim Ayşe Kulin kitaplarını okurken elimde kalem olmuyor, altını çizmeden okuyorum hızlı hızlı. Çünkü hikayeyi takip ediyorum sözcüklerin izlerinden çok; şimdi ne olacak acaba diye... Hani kimi kitaplarda geriye dönmek istersiniz, bazı yerleri yeniden okumak istersiniz, altını çizdiğiniz paragraflar olur, üzerinde uzun uzun düşündüğünüz bölümlere takılırsınız; Kulin'in okuduğum kitaplarında öyle bir şey hiç olmadı. O'nun kitaplarını okumak, nasıl desem; tam dinlenmelik, tam kafa boşaltmalık, yani dizi film izlemek gibi...

Gizli Anların Yolcusu - Ayşe Kulin

Gizi Anların Yolcusu, bir yayınevinin sahibi olan İlhami'nin ağzından yazılmış. Adamın hayatındaki inişler çıkışlar, aşklar, yalanlar, aldatmalar... Bu kitaptan sonra Kulin'e LGBTT derneği tarafından 2012 yılının “Hormonlu Domates “homofobi ödülü layık görülmüş. Kitapta eşcinsellik doğru tanımlanmamış diyor bu konuda eleştirisi olanlar. Ama bu bir roman, anlatılanlar da yazarın bakış açısından ve hayal gücünden süzülen kurgu karakterlerin hikayesi. Dolayısıyla ben bu noktada yazara haksızlık yapıldığını düşünüyorum.

Bora'nın Kitabı - Ayşe Kulin

Birinci kitap soru işaretleriyle bitince tatil dönüşü daha valizimi doğru dürüst boşaltmadan ikinci kitaba, yani Bora'nın Hikayesi'ne başladım. Yine bir iki günde okudum ama açıkçası biraz da sıkıldım. Çünkü birinci kitapta anlatılanların tekrar edildiği bölümler vardı. Bora'nın geçmişine döndük, çocukluğuna gittik, en iyi dostuyla olan ilişkisini irdeledik. İlk kitapta İlhami'nin bakış açısından anlatılanlar, bu sefer eklemeler de yapılarak Bora'nın ağzından yazılmıştı.


Üçüncü kitap Dönüş'ü ise bir günde bitirdim. Bu sefer anlatıcı, İlhami'nin kızı Derya'ydı. Derya babasını anlamaya çalıştı bu kitapta, babasını aradı...


Bana kalırsa ikinci ve üçüncü kitaplar birinciye eklenebilirdi. Böylece seriyi ard arda okuyan benim gibi okuyucularda sıkıntı yaratan tekrarlar önlenmiş olurdu. Ama yazarın takdiridir, öyle uygun görmüştür... Yazarları çok da eleştirmemek lazım diyorum, onlar kırılgan insanlardır. Zira günün birinde ben de roman yazacağım ya, en büyük hayalim bu ya, şimdiden gardımı mı alıyorum nedir, pek bir empati kurmaya başladım bu aralar kendileriyle... ☺

Sonuç olarak, tatil kitabı arayanlara tavsiye ediyorum bu seriyi. Dördüncü kitabı Handan'ı da burada detaylı bir şekilde yazmıştım.

Keyifli okumalar efendim, sıcak yaz günlerini kitaplarla serinletsin herkes...



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder