30 Ağustos 2015 Pazar

Orçun bir an önce evlensin!

Bizim gençte umut var!

Sanırım bu işi başarabilecek, galiba ben de başardım!

Biraz damdan düşer gibi oldu kusura bakmayın, ama sevinçten olsa gerek; zira bir kişinin hayatının değişimine katkıda bulunuyorum sanırım. Şahane bir olay bu, ondan mütevellit (bu nasıl bir kelimedir, neden kullandım ki!) yazının girişini toparlayamadım.

Şimdi efenim, takipte olanlarınız bilirler; geçenlerde bir yakınımdan söz etmiştim. Kendisi zeki mi zeki, Z kuşağının pırıltılı gençlerinden, çift dili yalamış yutmuş, yurdumun güzide üniversitelerinden birinden mezun olmuş, bunca işsiz gencin arasından sıyrılarak bir işe yerleşmiş, ismi ve cinsiyeti lazım değil bir genç arkadaşımız. Kendisi hakkında fazla da detaya girmek istemiyorum; zira gencimizi afişe etmenin ne gereği var, ama hikayesini anlatmak da istiyorum. Çünkü belki bizim gençten ilham alacak birileri olacak; dolayısıyla biz kendisine bundan sonra kısaca Orçun diyelim isterseniz aramızda.

Bir ara konunun detayını bu yazıdan okuyabilirsiniz. Ben şimdi devam ediyorum anlatmaya.

Bu Orçun arkadaş, ilk iş için fena olmayan bir maaşla işe yerleşti, kendisine ev tuttu, eşya aldı falan filan, herşey güzel, küçücük bir sorunu var sadece:

Orçun parasını yönetemiyor!

Öğrenciyken de yönetemezdi, oradan buradan aldığı burslar ciddi bir gelir kaynağıydı ama yok, Orçun ay ortasında parasız pulsuz dımdızlak kalakalırdı! Ben nereden mi biliyorum; aslında söylemezdi, şimdi de söylemiyor gerçi; ben anlıyorum halinden tavrından, lafları kem küm gevelemesinden, sıkıştırıyorum öğrenmek için açıkçası. Çünkü Orçun'u seviyorum, parasız kalıp üzülsün istemiyorum. Neyse ilk yazıdan anımsayacaksınız, ben Orçun'a paramıyonetebiliyorum.net  sitesini tavsiye ettim.. Öyle çok da üstünde durmadım, böyle bir site var, bak dedim. Bizim Orçun sever beni, hangi kitabı söylesem okur, hangi müziği dinlesem ilgilenir, övünmek gibi olmasın, (galiba öyle oldu), neyse siteyi de dikkate almış. Geçen haftasonu teklif kendisinden geldi, kahve içmeye çağırdı beni. Çok sevindim, aslında biraz da meraklandım acaba ne gibi gelişmer oldu Orçun'un hayatında diye.

Gittim, kahve, hoşbeş derken açtı konuyu:

Ben hep yanlış yapıyormuşum”dedi.
Hayırdır, hangi konuda?”diye sordum.

Bizim Orçun'un çocukluktan beri aşık olduğu bir kız arkadaşı var, ve artık büyüdükleri, iş-güç sahibi de oldukları için birkaç yıl içinde evlenmeyi düşünüyorlar. Konu, tahmin ettiğim gibi buraya geldi. Şöyle devam etti Orçun:

Biz şimdi evlenmeyi düşünüyoruz ya, e para lazım bu işler için. Ama ben işe girdiğimden beri hep yanlış hesap yapıyormuşum meğer, yani henüz hiç para biriktiremedim!” dedi.

Orçun evlensin!

İşin özü de şu:

Bizim genç, harcamalarını alt alta yazıyormuş, eğer para kalırsa kenara koyacak ve evlilik için biriktirecek ya güya, ama işte maalesef tasarruf edecek parası kalmıyormuş hiç!

Gülüştük, birer kahve daha söyledik kendimize. Yanından hiç ayırmadığı sırt çantasından bilgisayarını çıkardı, açtı internet sayfasını, eğitimleri takip ediyormuş zira.

Bütçe sayfası”nı buldu hemen, orada şöyle diyor:

Önce harcamaları alt alta toplayıp, buduğunuz rakamı gelirden çıkardığınızda kalanı birikime ayırmak yerine, önce gelirinizin %10'unu birikim olarak ayırıp sonra harcamaları yapmaya başlayın”

Bu, basit ama çok önemli bir bilgi, zira Orçun'un bütçesi bu cümle sayesinde şekillenmiş. Çünkü bu eğitimin devamında “gelirinin %50'si gıda, ev giderleri ve gerekli harcamalara, %30'unu sosyal aktivitelere, %20 sini ise finansal önceliklerine ayır”diye br madde var. Orçun zeki çocuk, hemen aksiyon almış ve artık siteden öğrendiği gibi “Bu benim için istek mi ihtiyaç mı? “diye kendine soruyormuş, her harcadığını mutlaka yazıyormuş, elbette deftere değil; excel tablosuna...

O gün gözleri parlıyordu Orçun'un, her zaman gözleri parlar gerçi ama, sanki kendine daha bir
güveniyor gibiydi. Tekrar buluşmak için sözleştik, benden bütçesi konusunda yardım istedi, “seve seve” dedim. Yani belirli periyotlarla buluşup Orçun'un paramiyonetebiliyorum.netsayfasından hayatına geçirdiklerini gözden geçireceğiz. Hedefimiz ise Orçun'u evlendirmek...

Neden anlatıyorum bunları, çünkü yaşamsal bir konu! Ben de isterdim, hep de söylerim ya Thomas Moore'un “Ütopya”sında para olmadan yaşamayı. Ama hani yeni moda “caps” ler var ya, o hesap “Hayaller parasız ütopya, gerçekler banka kartları!”diyebiliyorum.




Velhasıl, (bugün bu eski kelimelere neden takıldım acaba) Orçun'un parasını yönetebilir hale gelmesini birlikte izleyeceğiz, ben size an be an anlatacağım gelişmeleri merak etmeyin.

Arada magazin haberi ve dedikodu da yaz, ama işe de yarasın!”diye düşünenler seviniyor buna, biliyorum ben.
Şimdilik Orçun'da durumlar böyle, dediğim gibi bu heyecanlı süreci sizlerle paylaşacağım mutlaka. Siz de bütçe konusunda birilerine ya da kendinize yardımcı olmak isterseniz, bence Orçun'u örnek alıp siteye göz atabilirsiniz.

parasını yöneten mutlu kişi 

Bütçeleriniz açık değil kapalı, hatta taşkın olsun diyor ve kaçıyorum, elbette ki sevgiyle...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder