16 Haziran 2014 Pazartesi

Kadın kadına arkadaşlık yapmamak için 7 neden


Bir kadını derinden yaralayacak tek yaratık ne onun sevgilisi, ne eşi, ne kardeşidir.
Bir kadını derinden yaralayacak olan, yine başka bir kadındır.
Çünkü kadınlar arasında dile getirilsin ya da getirilmesin korkunç bir rekabet ve dolayısıyla da kıskançlık vardır. Hal böyle olunca da kadınlar âdeta birbirlerini yıpratmak, yok etmek için programlanmışcasına davranırlar. Hele ki ortamda güzel, ya da başarılı, ya da bir şekilde ilgi odağı olabilen bir kadın varsa.. Neler olacağını tahmin bile edemiyorum. İşte sırf bu nedenle de kadın erkek arkadaşlığı, kadın kadın arkadaşlığından çok daha düzeyli ve çok daha dürüstçedir diyorum ben. Bunu bir tek ben değil, birçok insan söylüyor gerçi.
Konu hakkında örnekler çok. Şimdi ben size kadın kadına arkadaşlık yapmamak için kendi gözlemlerime dayanan 7 nedeni sıralamak istiyorum, ilaveleri ise sizden bekliyorum.


1- Saçların berbat olmuş !

Mesela bir kadının saçlarının boya zamanı geldiyse, buna da bir türlü vakit bulamıyor ve kötü saçlarıyla dolaşıyorsa hemcinsi “Ayy, saçın cidden çok kötü görünüyor, dip boya zamanı gelmiş”der rahatlıkla. Karşısındaki kadın en neşeli haldeyken söyler hem de bunu, moral bozmayı başardıktan sonra ise arkasına döner, kıs kıs gülerek olay yerinden uzaklaşır. Yüreği soğumuş mudur diye sorarsanız söyleyeyim, fazlasıyla soğumuştur hem de.. Dip boyası gelen kadının ise günü zehir olur, aynaya bakar, “evet çok kötü görünüyorum” der, ya da ağlamaklı bir bakışla “Ona ne ki saçlarımdan” diyerek kendini avutmaya çalışır. Oysa bir erkek arkadaş – eğer feminen tavırları yoksa, ve de çok kıl kuyruk değilse- asla ve kat'a bir kadının saç boyasının zamanı geldiğini anlamaz. Anlasa bile asla bunu belli etmez. İşte size kadın kadına arkadaşlık yapmamak için en geçerli birinci neden!

2- Çok kilo almışsın!

Bir kadına -eğer zafiyet geçirme noktasında değilse- söylenebilecek en ağır cümle budur. Bu ağır cümleyi de tahmininiz üzere elbette ki sivri dilli bir başka kadın rahatlıkla sarf edebilir. Çeşitli şekillerde vuku bulur durum. Mesela yıllardır görüşmemiş olan iki kadın karşılaşır, önce davranan, ya da en kötü fikirli olan hemen zehirini akıtır: “Çok kilo almışsın!”
Diğer kadın ya kendini savunmaya geçerek mesela “Ya sorma bu aralar şişkinlik sorunum var” der, ya da yansıtma psikolojisi ile “Sen de şekerim, sen de almışsın epey!” der. Bu söz düellosu böylece sürer gider, altta kalanın canı çıkana kadar.
İşin komik tarafı ise şudur. Obezite sınırlarında gezen, hayatı boyunca tombik dolaşmış bir kadının, sadece 50'den 53'e çıkmış kadın arkadaşına bu cümleyi söylediğine sık sık tanık olursunuz. Çünkü 53'e çıkan kadın kibarlığından “Sen kendine baksana şişko!” dememiştir hiç ona.. Bilemiyorum tabii ki bu işin sınırı nedir, ama bence herkesin kilosu kendinedir, “Çok kilo almışsın!” diyen kadın her ne kadar “dost acı söyler” lafının arkasına sığınmaya kalksa da bence dost değil olsa olsa post'tur..

3- Bu giysi sana hiç yakışmamış!

Belki o giysi gerçekten de yakışmamış olabilir, giyen kişi farkında değildir; belki mecburiyetten giymiştir. Belki de yakışmadığını bile bile öyle bir tercih yapmıştır. Düşünün bir davettesiniz, son anda bulduğunuz ve pek de içinize sinmemiş kıyafeti giymişsiniz mecburen, bir tane patavatsız kadın çıkar ve ruhunun bütün kirliliğini döker ortaya: “Ayy, keşke geçen Selma'nın düğününde giydiğin siyah elbiseyi giyseydin, kusura bakma ama bu mor sana hiç olmamış!”
Ne denir ki böyle bir durumda, akıldan geçen konuşma balonlarında binbir söz dolanır da ne denir böyle bir kadına? Söyleseniz, onun düzeysizliğine inmiş olursunuz; söylemeseniz içinize dert olur.. Böyle kadınların bence üzeri çizilmelidir, değil arkadaşlık yapmak, asla selam verilmeyecekler kategorisine alınmalıdır bu cinsler.. Bir erkek, eğer odungiller familyasından değilse asla böyle bir laf etmez, zaten familyası odunsa onun da üzeri çizilmelidir dememe gerek yok sanırım.

4- Seni aldatıyor olmasın!

Eğer gizli bir aşk duygusu yoksa, -ki zaten olsa belli olur - hiçbir erkek arkadaş, kadın arkadaşına “eşin, sevgilin, nişanlın.. seni aldatıyor olabilir” demez. Bu cümle, kendi ilişkisinde sorunlar yaşayan, mutlu ilişkileri kıskanan bir kadının ağzından çıkabilir ancak. Hemen kendi kategorisine çekmeye çalışırlar sizi bir de.. “Bizdeki de güzel şansı, bak şu halimize; güzeliz, işimiz gücümüz var, erkekten yana ise şansımız gülmüyor şekerim.” derler. Oysa sizin ilişkinizde aldatma falan yoktur. Böyle kıskanç bir kadının kurbanı olduysanız, kendinize ve eşinize güveniyorsanız asla böyle tuzaklara gelmemelisiniz. Bir kez sizde şüphe oluşturduğunu anlarsa emin olun partnerinizle aranız bozulana kadar zehrini akıtmaya devam edecektir. Ruh halinizi iyice bozduktan sonra ise sahte dert ortaklığı yaparak sizi iyice dibe çekmeye çalışacaktır muhtemelen.. Oysa bir erkek arkadaş, elinde kanıt olmadan asla ve kat'a böyle bir şey yapmaz.

5-Benimkisi bana bu kolyeyi almış!

Bir de hava atarlar ki, aman da aman.. Dünyanın en düşünceli kocası onunkidir, sevgililer gününde ne güzel bir kolye almıştır. Aman da aman evde bütün ütüleri onun kocası yapar, onun kocası çok harikadır...
Oysa bir erkek arkadaş, size asla karısını böyle abartarak övmez. Onunla sanat, edebiyat, politika, felsefe, kitaplar, sinema falan konuşursunuz çünkü. Kendi aralarında belki dedikodu yapıyordur erkekler ama bir kadın arkadaşla olan diyalogları asla böyle hava atma boyutlarına gelmez.. Hava atan kadında tehlike potansiyeli olduğunu bilmelisiniz, çünkü hava atan aynı zamanda kıskançtır da..

6- Ben olsam çoktan sepetlemiştim!

Boş bulunup bir kadın arkadaşınıza ilişkinizdeki ufak bir sorununuzu anlattınız diyelim. Mesela dediniz ki “Bizim öyle büyük bir sorunumuz yok, sadece eşim biraz dağınık! Dün de çoraplarını sağa sola fırlattığı için atıştık biraz!”
Vay siz misiniz bunu diyen, karşınızdaki kadın eğer vicdanlı ve huzurlu bir kadın değilse, başlar eşinizi ve elbette ki sizi yargılamaya. Ne sizin köleliğiniz kalır, ne geyşalığınız kalır.. Feminizmden girer, eşitlikten çıkar, hatta çoğunlukla “Ben olsam çoktan sepetlemiştim” diyerek verir gazı size, verir gazı size... Aman diyelim, gayet iyi giden ilişkinizdeki eften püften sorunları bu tip kadınlara anlatarak kendinizi sakın riske atmayın!

7- Boş konuşan kadınlar!

Kadın arkadaşlarınızı gözünüzün önüne getirin. İçlerinde çok sevdiğiniz ama çok konuşup başınızı ağrıtan kaç tane var bir düşünün.. Liste bayağı kabarık değil mi?
Çünkü maalesef hemcinslerimizin çoğu çok konuşur. “Bugün nasılsın?” dersiniz mesela, “Eh işte; kayınvalidemle hafif atışıp kocama da şöyle şöyle dedikten sonra yolda giderken bir de Süheyla'ya rastladım. Süheyla'yı sana anlatmış mıydım, hani eşinden boşanan arkadaşım var ya, o işte. Anlatmadım mı, ya işte bu Süheyla... dır dır dır vır vır vır bla bla bla...”
Siz sadece “nasılsın bugün?” demiştiniz nezaket icabı, eğer araya girerek konuyu değiştirme manevrası yapma kabiliyetiniz yoksa en az 15 dakika uzar bu konuşma, konuşma da demeyelim aslında, monolog çünkü bu.. Anlatır da anlatır arkadaşınız, telefonda iseniz ahizeyi kulağınızdan uzaklaştırıp arada sırada “hıhı evet haklısın, öyle tabii...” şeklinde konuşmaya katılmaya çalışırsınız, işteyseniz bütün konsantrasyonunuz allak bullak olduğu için sinir olursunuz. Tek çözümünüz tuvalete kaçmak olabilir, tabii eğer şanslı değilseniz döndüğünüzde arkadaşınızın kaldığı yerden devam etme riskini de hesaplamanız lazım. Oysa bir erkek arkadaşınıza “Nasılsın bugün?” diye sorsanız muhtemelen “İyi, ya sen?” diye cevap verecektir. Karar sizin..


Elbette bütün kadınlar aynı değil, biraz abartmış da olabilirim yazarken; yorumlarınızı merakla bekliyorum ☺



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder