Geçen sene yazmıştım zaten 8 Mart'ın anlam ve önemi hakkında. Gayet de açıklayıcı ve hatta biraz da isyankar bir yazıymış okuyorum da şimdi.
Bu sene “kadın” olgusuna biraz duygusal yaklaşmak niyetindeyim. Daha doğrusu aldığım sürpriz bir hediye paketiyle böyle bir yazı yazmak geldi içimden. O nedenle baştan uyarayım.
Bu yazı yoğun duygusallık ve ayan beyan kişisel anılar içeriyor, ilginizi çekmeyebilir...
Cuma günü tam da çıkmak üzereyken, saat 17:02'de iş yerine bir kurye geldi, adıma bir hediye getirmiş. Acaba sosyal medyada bir çekiliş mi kazandım diye düşündüm hızlıca. “Hayır” dedi zihnim, zira beklediğim bir kargo yoktu. Heyecanlandım tabii ki... Hediye paketinin üzerindeki kartı görünce uyandım, tabii yaa en sevdiğim kadın arkadaşlarım arasında yeri müstesna olan o özel insan, özel kadın, 8 Mart Kadınlar Günü'mü kutluyordu büyük bir incelikle. Nasıl duygulandım anlatamam, üstelik paketi açınca bu duygulanmam daha da katlandı.
"Büyük bir incelikle" dedim ya, bu sözü teşekkür babında “incelik” olsun diye söylemedim, detayları anlattığımda hak vereceksiniz siz de bana. Çünkü insanın birine hediye gönderirken satır aralarını doldurararak seçim yapması, çok büyük bir inceliktir. Öyle değil midir?
Gelelim detaylara.
Biz O'nunla günlük hayatın gelir geçer anlık konularından öte kitaplardan, sanattan, iş hayatından, müzikten, tiyatrodan, bloglardan konuşuruz çokça. Yani kadın kadına arkadaşlığın en güzellerindendir aramızdaki ilişki. Dedikodu yapmaz mıyız, yaparız elbette ama inanın kendi dedikodumuzdur yaptığımız da, üçüncü şahıslar hakkında ise kırk yılın başı laf geçer. En fazla birisi yeni işe girmiştir, eski arkadaşlardan biriyle yolda karşılaşmışızdır gibi hafif doz 'meditatif' etkili, masum dedikodulardan öteye gitmez zaten bu kategoride konuştuklarımız.
Neyse işte birkaç ay önce Ayşe Kulin'in son kitabı Handan çıkınca konusu geçmişti, aslında bir dörtlemenin son kitabıdır Handan demişti. Ben de bunu hiç bilmiyordum, aldım okudum bile, artık ben de dörtten geriye doğru alırım bir ara serinin kalanlarını demiştim. İşte o konuşmayı unutmamış, dedim ya satır aralarını doldurmuş büyük bir incelikle ve dörtlemenin kalan üç kitabını almış bana arkadaşım.
Dönüş, Bora'nın Kitabı, Gizli Anların Yolcusu...
Kitapların ilk sayfalarına elbette ki çok güzel cümleler yazmış, onlar da bana kalsın...
Geçenlerde yine bambaşka bir şey için konuşurken Kafa Dergisi'nde Ali Poyrazoğlu'nun reçeller üzerine bir yazısı vardı dedi, ben de Kafa'yı Instagram'da gördüm, ilgimi çekti henüz almadım demiştim:
Kafa ve Ot dergilerini de koymuş arkadaşım pakete..
İşte bir de bu özel ve güzel kutunun içine çikolatalar koymuş...
Sevgisini ise o kadar çok koymuş ki pakete, teşekkür etmek için telefon ettiğimde buram buram yayılıyordu etrafa tınısı, kokusu, yoğunluğu....
Sanırım 2015'in kadınlar gününü hiç unutmayacağım...
Her kadının böyle kadın arkadaşlara ihtiyacı var, nasıl mı?
İyi ve kötü günde -fiziksel olarak olması önemli değil; ruhen, kalben- hep yanında olduğunu/ olacağını bildiğin, seni sen olduğun için seven, yaşadıklarını – her ne olursa olsun- sorgulayıp yargılamayan, hassasiyetlerini bilip onlara özen gösteren, sırlarını bir kutuya kilitleyip anahtarını göle atan, yaptığın bir yanlışta o sırları ortaya döküp saçarak “zaten sen böyle düşünmedin mi, zaten sen böyle yapmadın mı geçmişte...” gibi sığ, yüzeysel çözümlemeler yapmayan, gerektiğinde susup dinleyen, gerektiğinde sana kılavuzluk eden, kilo aldığında “off bayağı kilo almışsın!” diye moral bozmayan, en bakımsız hallerine tanık olup “bir kuaföre gitsen iyi olur!” demeyen, kendi başarıları ve yaşadıklarıyla hava atmayan, gizliden gizliye kıskançlık duymayan, içten içe sana negatif zehirli kuşkular aşılamayan, başardıklarınla içtenlikle hemhal olmayı bilen, gereksiz konuşmalarla kafa şişirmeyen, yeni bilgileri beraber öğrenmeye hevesli, seni yükseklere taşıyan....
Aslında belki de bütün bu söylediklerime gerek bile yok!
Her kadının içtenlikle sevdiği ve kendisini de içtenlikle seven kadın arkadaşlara ihtiyacı var desem yetiyor zaten...
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'müz kutlu olsun...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder