Hep böyle değil midir, ilişki biter, kirli çamaşırlar ortaya dökülür. Oysa ilişki devam ederken taraflardan biri çok çenebaz değilse, genel mahremiyet kuralları geçerli olur.
Misal iş ilişkilerini ele alalım. O işyerinde çalışmaya devam ederken, sevmediğiniz, zaten çoğunluğun da nefret ettiği yönetici hakkında düşündükleriniz, dilinizin ucuna gelse bile içinize atmaz mısınız? Çünkü birine söyleseniz, Allah muhafaza kulağına falan gider, sonra ayıkla pirincin taşını! Kendinizi sıkar, o büyük günün gelmesini beklersiniz.
O büyük gün, rüyalarınıza defalarca giren, hayalini kurduğunuz istifa, yani ayrılık günüdür.
Sonrasında kim tutar sizi? Önünüze gelene anlatırsınız, artık senelerce neleri biriktirdiyseniz dökülür saçılır ortaya. İçki sofralarında yakın arkadaşların kafaları şişirilir. İşyerinde kalan arkadaşlarla buluşma yolları aranır dedikodu yapmak için, yetmez mahkemeye gidilir. En kestirme yol ise sosyal medyada o yöneticiyi rezil etmektir.
ayrılık süreci savaşa benzemez mi? |
Bir de bunun karşı boyutu var. O yönetici arkanızdan sizin ne kadar iş bilmez birisi olduğunuzu konuşmaya başlar. Zamanında size yakın olan eski iş arkadaşlarınızdan arkasını sağlama almak isteyenlere de fırsat doğmuştur bu arada. Onlar da başlarlar o “sevmedikleri ama karşısında sustukları” yöneticiye sizin hakkınızda atıp tutmaya:
- Dosyaları çok karışık, hiçbir şeyi doğru düzgün bırakmamış! ( Seninkiler düzgün mü?)
- Yarım bıraktığı iş çok eksik, ben yeniden başlayacağım o işe! (Adı üzerinde iş yarım kalmış zaten, tamamlayamamış ki zavallıcık!)
- O zaten gizli gizli iş görüşmesine gidiyordu! (Açık açık gidip kovulsa mıydı, sana teklif gelse sen gitmeyecek misin sanki?)
- Giderken bilgisayarındaki bütün dosyaları silmiş! (Hangi dosyalar olduğunu sen nereden biliyorsun? Arkadaşının bilgisayarını mı karıştırıyordun gizli gizli, kendi yaptığı şeyleri sana mı bıraksaydı?)
Bu ayrılık kelimesi işte bu kadar güçlüdür; insanları, aileleleri, hatta toplumları bile birbirine düşürecek kadar etkilidir hem de...
Peki ayrılık olmazsa olmaz mı?
Bazı durumlarda olmaz!
“Sevgi bittiyse ayrılmak gerekir.” mesela, en romantik açıklama budur. Biraz daha keskin sözcüklerle söyleyecek olursak, “Çıkar ilişkisi bittiyse ayrılma zamanıdır!” diyebiliriz. “Pastanın bütün dilimleri bitmişse, sadece ortada kimsenin beğenmediği çilek görünümlü ucuz şeker kalmışsa ayrılma vakti gelmiş demektir!” de diyebiliriz.
Çünkü zamanı gelince “harç bitti, yapı paydos” demeyi bilmeli insanlar. Eh ayrılığın doğal basamakları olan“ima etme-kopma süreci-direkt saldırı”aşamalarına da izleyiciler katlanacaklar artık...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder