18 Ekim 2014 Cumartesi

Yine mimlendim, yine eğlendim :)

Sevgili Kayb-ı Kelam ve Jaleceanne beni mimlemişler, eksik olmasınlar. Kendilerine teşekkür ediyorum bu eğlenceli aktivite için. Gerçi ben, blog mimleri konusunda pek beklenen cevapları veremiyorum maalesef; bu sefer de öyle oldu, sorulara cevap vermekten çok sorularla konuşmayı tercih ettim yine.. İçimden geldiği gibi yani..

Umarım sıkılmazsınız diyelim ve başlayalım o halde.

Bakalım sorular neymiş?



Bu aralar hayatında neler oluyor, seni nasıl etkiliyor bu olaylar?
Sevmedim ben bu soruyu, yani yazdım sildim, yazdım sildim, istediğim gibi yanıtlayamadım ve anladım ki soruyu sevmemişim. Nasıl desem, uzun süredir görmediğiniz biri ile sokakta karşılaşırsınız da hani size sorar ya:

  • Eee, daha daha ne var ne yok? Hayatın nasıl gidiyor?
Öylesine sormuştur belli ki, cevap vermek istemezsiniz ya, geçiştirirsiniz hani:

  • Ne olsun işte, bildiğin gibi iş, güç...
Böyle dersiniz genelde, içinizden fazlası gelmez, çünkü soru çok geneldir. İnsan bir çırpıda nasıl cevap verir ki böyle bir soruya.. Belki de en önemsediği şeyi söyler, ya da aklına ilk geleni, ki zaten akla ilk gelen o an için hayatı da etkileyen ana mevzudur.

Böyle bir soruyla karşılaşınca afalladım birden, neler oluyor hayatımda acaba dedim kendi kendime. Belirli bir konu başlığı gelmedi aklıma, demek ki hayatımda güzel dengeler var diye düşündüm sonra. Ondan bundan şundan karınca kararınca.. Ee böyle olunca da insan yere sağlam basıyor demek ki, etkilenmiyor.

(Mim soruları hazırlayan kişi benim bu yanıtımı görse kimbilir ne düşünürdü, amma da abartmış, yazsaydı ya bu aralar saçlarımı kestirdiğim için kulaklarım üşüyor, ya da ne bileyim işte “makul şüpheli” yasası çıktı, kendimden şüphelenir oldum... Neymiş de soru çok genelmiş, bu blogger insanları içinde ne uyumsuz, kıl kuyruk tipler var kardeşim derdi kesin)

    Hayatın senin için ne kadar önem arz ediyor ?
Politikacıların iğrenç suratlarını görmek istemeyecek kadar önemsiyorum hayatımı desem, kendim hakkında hafif bir kıskançlık, haset ya da olumsuz düşüncesini yakaladığım insanlardan uzaklaşma kararı alacak kadar kendimi ve hayatımı seviyorum desem, önce huzurumu düşünüyorum desem, istemediğim şeyler talep eden insanların da üzerini çiziyorum desem, acaba hayatımın benim için ne kadar önem arz ettiğini yeterince ifade etmiş olur muyum? Yoksa bencilmiş bu evde yazan kişi mi dersiniz?
(Sahi bu soruları hazırlayan insan hakkında şüpheler oluşmaya başladı bende, mim görüntüsünde bir komplonun içine mi düştüm yoksa?)



    Kendini bir kenara çekip, hiç düşündüğün oldu mu ?
Mim değil sanki polis sorgusu gibi devam ediyor sorular, şaşırmaya ve afallamaya devam ediyorum... Bir dakika ne oluyor, kendimi bir kenara çekmek de ne demek? Ben şiddetten ve baskıdan nefret eden bir insanım, niye kendimi bir kenara çekip azarlayayım ki? Kendimi duvar kenarına çekip “hmmm, bak böyle yapmaya devam edersen görürsün gününü!” dememi istiyor soru soran kişi. Ya ben gerçekten bu mimin ana kaynağını çok merak etmeye başladım, bir faşizm kokusu geliyor burnuma bu sorularda ama, neyse bakalım devamında neler olacak..

Nefret duyduğun bir alışkanlığın var mı ?

Yine yanlış sözcükler ve yine negatif bir soru.. Bir kere insan kendisinden veya alışkanlıklarından nefret etmemeli zannımca.. Sanki soruları hazırlayanlar dış mihraklarmış da psikolojimizi bozmak gibi bir amaçları varmış gibi hissettim birden..
Hayır dış mihrak, sen böyle tuzak sorularla benim iç dengelerimi bozamazsın!
Bütün alışkalıklarımı seviyorum, hatta hayranım onlara oldu mu şimdi..
Günah çıkarma odasına döndü zaten bu mim ...

    5. Bu hafta içinde neler yaşadın ?
    Bak işte yine başa döndük. Bu aralar hayatında neler oluyor sorusuna geldik yani. Cidden bir şey yok öyle anlatılabilecek kıvamda, hem olduysa da zaten blogumda anatmışımdır. Soğuk soğuk terler dökmeye başladım, yoksa “makul şüpheli” mi seçildim?

    Hayat ...
Bunu bir soru olarak algılamadım, evet hayat ve üç nokta... Next...



    Son zamanlarda bir değişikliğe uğradığını düşünüyor musun ?
Nasıl yani, öyle mi düşünmem gerekiyor yoksa? Sanırım dış mihraklar bizi mutasyona uğratacak bir biyolojik bomba attılar, mim görüntüsündeki sorularla üzerimizde bilimsel analiz yapıyorlar..
Yoksa ben “makul şüpheli” miyim? Seçildim mi? Ama abiler ablalar, oto sansürüm çok kuvvetlidir benim...

    Hayattan beklentilerin neler ?
    Mutluluk, sevgi, huzur..
    Dış mihrak kardeş, cidden içimden gelen bu üç sözcük, inan ki en kalbî duygularım bunlar..

Sorular bitti mi?
Ohh, rahatladım birden, anladım ki sorguya çekilmek zor iş.. Bu mim sayesinde “makul şüpheli” kurbanlarla hemhâl oldum, anladım ki özgürlük gibisi yok..

Sevgi ve saygıyla efendim, ben eğlenerek yanıtladım soruları, umarım siz de beğendiniz. Mimlenmek isteyen herkes bu sorulara yanıt verebilir, ben şahsen sizi mimleyip sıkıntıya sokmayayım şimdi..

İyi hafta sonları..


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder