23 Aralık 2014 Salı

Ayşe Kulin, Handan'la gönlümü aldı!

Hani bazı kitaplar vardır, elinize alırsınız, o kadar bırakamazsınız ki, mutfakta bir elinizle çorba karıştırır, diğer elinizle de kitabı tutup okumaya çalışırsınız! Handan da öyleydi benim için. Geçen cumartesi gecesi uyku öncesi 30-40 sayfa okudum, kalanını da pazar günü öğlene doğru bitirdim. Dedim ya, en son okuduğum, pek de hissedemediğim Füreya (yazısı burada)
kitabından sonra Ayşe Kulin Handan'la gönlümü aldı benim.



Ayşe Kulin - Handan


Halide Edip'in -kadın psikolojisini anlatan ilk yerli eser- olarak bilinen ünlü Handan'ını almış, kendi Handan'ıyla öyle güzel harmanlamış ki yazar, ortaya keyifle okunası bir kitap çıkmış, "emeğine ve yüreğine sağlık" demeliyim yeri gelmişken.

Evet kadınlar duygusaldır, duygusallıkları tavana vurduğunda, yani aşık olduklarında, yani terk edildiklerinde, hele bir de aldatıldıklarını hissettiklerinde neler yapmazlar ki!

Ayşe Kulin'in Handan'ında bir kadının duygusal iniş çıkış anlarında neler yapabileceğini görüyoruz, görmüyoruz aslında tanık oluyoruz, tanık da olmuyoruz belki de, içten içe yaşatıyor bize yazar olan biteni. Yani kitabı okurken Handan oluyoruz, kimi zaman Halide Edip'in Handan'ı, kimi zaman da Ayşe Kulin'in modern Handan'ı...

Aşklar, ihanetler, zorunlu yalnızlıklar ve hayatın getirdiği beklenmedik olumsuzluklar akıp giderken Handan hep ayakta, hep dimdik, hep güçlü... Yani bir kadının olması gerektiği gibi, veya zaten çoğunlukla olduğu gibi.

Handan-arka kapak yazısı


Kitap, dörtlemenin sonuncu kitabıymış:

Gizli Anların Yolcusu”'nda İlhami'yi, “Bora'nın Kitabı”'nda Bora'yı, “Dönüş”'te de İlhami'nin kızı Derya'yı anlatmış yazar. Bu karakterlerin hepsi Handan'da da geçiyor ama diğer kitapları okumadığınız için anlamadığınız bir yer olmuyor. Ben bu üç kitabın hiçbirini okumadım, belki de ters sıralamayla devam ederim seriye belli mi olur.

Yazar Gezi'ye selam çakmış.

Yazar kitabın son bölümünde hikaye kahramanlarına yani Handan'a, yani Handan'ın yeğeni Defne'ye gezi olaylarını yaşatmış. Güzel de olmuş, o tarihi günler ne kadar çok romanda, hikayede, filmde, şarkıda geçerse o kadar iyi olur. Zira toplumsal hafızamızın karne notu pek iyi değil biliyorsunuz.

Son Söz

Kitap tavsiyelerime güvenen siz değerli takipçilerim; ben bu kitabı beğendim. Akıcı bir anlatımla yazılmış,  içimizden birilerinin öyküsünü okumak isterse canınız, belki bu tavsiyemi hatırlarsınız.

Gidiyorum ben, işe yetişmem gerek. Şahane bir gün diliyorum hepinize...







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder