30 Temmuz 2014 Çarşamba

Kadınlar için gülme kabinleri olsun!

Gündemi takip etmeyeceğim, politikacıların ne söylediğine asla aldırmayacağım demiştim güya. Nasıl olduysa oldu, kulağıma çalındı bir şekilde o demeç:

Kadınlar iffetli olacak, herkesin içinde kahkaha atmayacak, yüzüne bakınca yüzü kızaracak..”

demiş bir devlet büyüğümüz. Kadın herkesin içinde kahkaha atmayacaksa nerede kahkaha atacak sayın büyüğüm diye sormak istiyorum ben de.. Mesela toplum içinde bir kadının çok gülesi geldiyse ne yapacak? Kahkahasını içinde patlatırsa iç organları zarar görmez mi? Ağzını yüzünü kapatıp hemen sessiz sakin bir yere gidip orada gülüp geri mi gelecek? Her sokakta dört tarafı kapalı kadınlar için gülme kabinleriyaparsanız, en azından gülecek yer aramak zorunda kalmayız sayın büyüğüm, bu önerimi bir düşünün isterseniz. Toki açar ihaleyi, yapacak şirket çok nasılsa, ne olacak ki sanki!


İyi de iş biraz karışıyor.. Mesela kadınlar sinemalarda komedi filmlerine gitmeyecek de sadece belgesel ve dram mı izleyecek? Cem Yılmaz'ı ne yapacağız o zaman? Yüzlerce lira sayıp Cem Yılmaz gösterisine gitsek eskaza, orada biz kadınlara ayrıcalık olacak mı, Cem Yılmaz istisnası var mı yani? Yoksa orada da mı gülmek, kahkaha atmak yasak olacak? Belki de kadınlar ve erkekleri ayrı ayrı oturturlar o zaman rahatça gülebiliriz. İyi de büyüğümüz, “kadın herkesin içinde kahkaha atmayacak” demiş, “kadınlar arasındayken yasak yok” dememiş ki! Şimdi benim kafam iyice karıştı; rica etsem sayın büyüğüm, bir açıklayabilir misiniz kesin kurallar nedir? Nerede gülebiliyorum, nerede kahkaha atabiliyorum? Yani bileyim de yanlış bir şey yapmayayım sonra...

Bir kahkaha bir kilo pirzolaya bedeldir” diye bir atasözümüz vardır bilirsiniz. Yani gülmenin, içten bir kahkahanın ne kadar sağlığa yararlı olduğunu, bağışıklık sistemimizi güçlendirdiğini, stres hormonlarını azalttığını anlatır bu söz. Hal böyleyken sayın büyüğüm, biz kadınların sağlıklarına da müdahalede bulunmuyor musunuz şimdi.. Ama alınıyorum bakın, bizi sevmiyor musunuz yani şimdi siz, hasta mı olalım istiyorsunuz...

Ne yapalım, bütün gün gülmemiz gelince biriktirelim, sonra da eve gelince patlatalım bir kahkaha öyle mi? Aslında çözüm belli.. Kadınlar olarak eğer herkesin içine çıkmazsak bir sorunumuz da kalmaz. Yani çalışmazsak, evde oturursak, sadece konu komşu, eş dost akraba ile görüşürsek, kahkahalarımızı da başkalarının yanında atmamış oluruz. Tabi ya, ben bunu niye düşünemedim ki baştan..! Ne o öyle kadın erkek karışık iş yerlerinde çalışmalar, çay saatlerinde dedikodu yapıp kahkahalar atmalar.. Kadın dediğin oturur evinde çocuk bakar... Sayın büyüğüm sizi şimdi çok daha iyi anlıyorum, ne derin bir insansınız..


Sayın büyüğüm, “kadınlar herkesin içinde kahkaha atmayacak” demekle kalmamış, bir de “kadınlar hareketlerinde cazibedar olmayacak” demiş. “Cazibedar” nedir diye araştırdım, “Alımlı, çekici, albenili”demekmiş. 
 Ya bu kadın milleti de ne yapsa suç arkadaş, kimseye yaranamıyoruz!
Azıcık kendimizi salsak, birileri çıkıyor “Çirkin kadın yoktur, bakımsız kadın vardır. Hemen ürünlerimizi kullan, güzelleş, bak sonra karışmam haa!” deyip bize bir şeyler satmaya çalışıyor. Birileri çıkıyor, “kadın dediğin cazibedar olmayacak, tek kaş dolaşsan daha makbul” anlamına gelen bir şeyler söylüyor. Biz şimdi ne yapalım, nasıl edelim, nerelere gidelim?

Sayın büyüğümü kırmak da istemiyorum, ama kafam da çok karıştı. Rica etsem azıcık detay bilgi verebilir misiniz sayın büyüğüm.. Yani “cazibedar” olmak nedir bir anlatabilir misiniz? Gülümseyebilir miyim mesela, ya gülümserken gamzelerim çıkarsa ne yapayım? İnsanın gamzesi olması da suç mudur? Ayy ben gerçekten stres oldum şimdi...




Sayın büyüğüm ellerinizden hürmetle öpüyorum; bundan sonra kahkaha atmamaya dikkat edeceğim, başka bir arzunuz da var mıydı buyurunuz efendim...



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder